Fsturk - Lune & Astrologie

Türk Hava Kuvvetleri 90’ıncı yaşını görkemli etkinlikler ile kutladı. İzmir Çiğli 2.nci Ana Jet Üssü ve Kordon’da gerçekleştirilen ve 4 gün süren gösteriler uzun süre belleklerden silinmeyecek.

1911 yılında “Türk Askeri Havacılık Teşkilatı” adıyla kurulan Türk Hava Kuvvetleri’nin çok değil sadece 90 yılda aldığı inanılmaz mesafe de bu kutlamayla gözler önüne serildi.

Kutlamalara 15 ülkeden tam 100 uçak ve 200’ün üzerinde pilot katıldı. İzleyenleri hayran bırakan figürleri gerçekleştirenler dünyanın önde gelen pilotlarıydı. Pilotlara gösterilen ilgi Hollywood sanatçılarını bile kıskandıracak nitelikteydi. Özellikle de Türk Akroteam’i Türk Yıldızları’na…
NF5’ler ile gösteri yapan 7 pilot 4 gün üstüste İzmir semalarını Türk bayrağının renkleri kırmızı-beyaza boyadı. Dış basında da övgüyle bahsedilen Türk Akroteam’inin 9 yıllık bir geçmişi var.

Pilot ile sohbet Yıldızımız takside Türk Yıldızları
İngiltere Kraliyet Hava Kuvvetleri Akroteam’i Red Arrows yani Kızıl Oklar ise 9 Hawk uçağından oluşuyordu. Kırmızı boyalı Halwk uçakları ise İngiliz bayrağının kırmızı, mavi, beyaz renklerini gösterilerinde kullandılar. 36 yılı deviren İngiliz gösteri grubunun tüm figürleri gerçekten bir şölendi.

İtalyanlar da kutlamalara 10 MB-339 uçağı ile katıldı. Tam 40 yaşında olan İtalyan Akroteam’i Frecce Tricolori yani Üç Renk Ok Grubu da geleneği bozmamış ve bayraklarının rengini İzmir’in maviliğine taşımışlardı. Yeşil, beyaz ve kırmız boya püskürten uçakların gösterileri belki de pek çok çocuğun ileride pilot olmaya karar vermesini etkileyecek cinstendi.

4 yıl önce kurulan Ukrayna’nın genç akrobasi grubu, Mig 29’lar ile gösteri yaptı. Bu gösteriler sayesinde ilk kez Mig 29’lar Türk semalarında uçtu. Bu da Türk havacılık tarihine bir ilk olarak geçmiş oldu.


Ukranian Falcons MIG 29 inişten sonra
Hollanda ise gösterilere Türk Hava Kuvvetleri’nden yaklaşık 130 tane kadar olan F-16’lar ile katıldı. Solo yani tekli gösterileri gerçekleştiren pilotlardan biri “Demon” yani “Şeyttan” Nick’li Andre Van Ooijen, diğeri ise “Tomba” Nick’li Richard Buijs’ti. Havadan havaya ve havadan karaya saldırılarda yüksek manevra kabiliyetine sahip F-16’lara Loop’lar yaptıran keskin dönüşlerle yürekleri ağızlara getiren iki pilot tabir yerinde ise jetleri konuşturdu.

F-16 takside “Tomba” bizleri selamlıyor F-16 yavaş uçuşta
F-16’lar ile uçan sadece Hollanda değildi. Belçika da gösteriler için tercihini F-16’dan yana kullanmıştı.

Söz F serisinden açılmışken kutlamalarda İsrail F-15 ile uçuş yaptığına da değinmek gerekir.Gelelim ekonomik krizden önce neredeyse Türkiye’nin de yüklüce bir bütçe ayırarak almayı planladığı F-18 uçaklarına. Hem karadan hem de uçak gemisinden iniş ve kalkış yapabilen F-18’ler İspanyol Hava ve Deniz Kuvvetleri’nin göz bebeği.

vaisseau spatial
İspanyol F-18 uçağı hangarın önünde

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Genel Kurmay Başkanı ve Kara, Hava, Deniz Kuvvetleri Komutanları’nın da katıldığı uçuşlarda Amerika’nın sır gibi sakladığı B1-B bombardıman uçağı büyük ilgi topladı. Havadan karaya bombardımanlarda en son taknolojiyle donatılmış B1-B’lerin en büyük özelliklerinden biri 15.000 kilometre menzile sahip olması. Kıtalararasını yakıt ikmali yapmadan katedebildiği için B1-B’ye kıtalararası uçak da deniliyor. 232 ton ağırlığına rağmen zarif bir aerodinamik kasası ve üzerindeki anti radar boyası sayesinde gizemli bir görünümü var. B1-B’lere sahip olmak isteyen ülkeler 200 milyon doları gözden çıkarmak zorunda.

vaisseau lunaire
B-1B Bu zarif dev kuş herkesi büyüledi

Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin “Avrupa Gücü” olarak anılan ortak bir ordu oluşturma düşüncesi nedeniyle askeri yatırımlarda hız kesen Fransa ise Mirage 2000 ve Jaguar’lar ile boy gösterdi.

Alman Hava Kuvvetleri ise Tornado’lar ile uçmayı tercih etti.

Bunlar havadaki uçaklardı. Statik yani yerde sergilenen uçaklara gelince.

5 ayda 3 kez düşen İspanyol Casa uçağı ise adeta ziyaretçi akınına uğradı.
Sık sık düşen bu uçak, neden düşüyor ya da neye benziyor diyenler Casa’yı uzun uzun inceledi. Ne sonuca vardılar, bilinmez.


TAI üretimi olan CN 235 “sCASA” hafif nakliye uçağının ambulans versiyonu
bir kuğu gibi apronda ziyaretçi bekliyor

Tüm bu gösterilerin bir konuğu vardı ki, ben onu Cervantes’in Don Kişot’una benzettim. Koca koca bombardıman uçaklarının jetlerin ve de askeri pilotların arasında yer alan tek sivil pilottu. Hem de PITS S 2B ile. Assolist gibi gösterilerin hep sonunda sahneye çıkan havacılığa gönül vermiş işadamı Ali İsmet Öztürk. Gökyüzünde bir kalp çizerek İzmir’e imzasını attı.

İç ve dış olmak üzere bir basın ordusunun soluksuz izlediği gösterilerin, aldığım bilgiler doğrultusunda en azından bir on yıl tekrarı yok. Gösterilerin tadına doyamayanların Hava Kuvvetleri’nin 100.yıl kutlamalarını beklemeleri gerekiyor. Elbette 10 yıl içinde kimbilir teknoloji neleri beraberinde getirecek, bunu yaşayıp göreceğiz. Ama bir gerçek var ki, Türk Hava Kuvvetleri bu uluslararası organizasyonu alnının akıyla gerçekleştirdi. Ve gördüm ki en düşük rütbelisinden en üst rütbelisine kadar tüm havacılar göklere yüreklerini vermiş.

EDITOR

2002-03-22

:: Flight Simulator Eğitim Kursları

LESSON-8: Jet Aircraft

:: Flight Simulator LESSON : Arslan Türegün’ün çevirisini yaptığı "FS için Pilot Eğitim Serisi"ne yeni eklenenler: Test 7 Cevaplar, Ders 8: Jet Uçağı, Test 8 Sorular.

2002-02-28

:: Flight Simulator Eğitim Kursları

LESSON-6: Essential IFR / LESSON-7: Cross-Country Flying

:: Flight Simulator LESSON : Arslan Türegün’ün çevirisini yaptığı "FS için Pilot Eğitim Serisi"ne yeni eklenenler. Test 5 Cevaplar, Ders 6: IFR’a Giriş, Test 6 Sorular, Test 6 Cevaplar, Ders 7: Uzun Yol Uçuşu, Test 7 Sorular, Pratik Ça- lışması 4, ILS Approach Plate

2002-02-10

:: AFG (alliedfsgroup) da Türk rüzgarı…

FLIGHT SIMULATOR-Aircrafts

:: Allied FS Group (AFG)'nin FS için ürettiği Airbus A340, Boeing 737-700 ve 737-800 modellerinde artık Türk uçak şirketleri de var. THY A340’la başlayan repaint atağı grubumuzdan Arslan Türegün ve Pascal Bierque’nin Boeing 737 serisiyle atağa geçti. Pascal’ın SunExpress B737-73S ve Pegasus Airlines B737-8S3’ü yanı sıra Arslan’ın Boeing 737-800 serisinden üç çalışması yayınlandı. Turkish Airlines, Sky Airlines ve son çalışması CityBird. Ayrıca THY ve Fly Service Turkey renklerindeki A340’ların fsturk.net’te yayına ayrıcalık tanındı. (A340 modeli FS2002’de maalesef çalışmıyor).

DOWNLOADS

LESSON - Online Flight
2002-03-22

:: Flight Simulator Eğitim Kursları

LESSON-8: Jet Aircraft

:: Ders-08
FS için Pilot Eğitim Serisi
Arslan Türegün’ün çevirisi.


2002-02-28

:: Flight Simulator Eğitim Kursları

LESSON-7: Cross-Country Flying

:: Ders-07
FS için Pilot Eğitim Serisi
Arslan Türegün’ün çevirisi.


2002-02-28

:: Flight Simulator Eğitim Kursları

LESSON-6: Essential IFR

:: Ders-06
FS için Pilot Eğitim Serisi
Arslan Türegün’ün çevirisi.


2001-08-10

:: Flight Simulator Eğitim Kursları

LESSON-5: Multi-Engine

:: Ders-05
FS için Pilot Eğitim Serisi
Arslan Türegün’ün çevirisi.


2001-07-10

:: Flight Simulator Eğitim Kursları

LESSON-4: Stalls and Spins

:: Ders-04
FS için Pilot Eğitim Serisi
Arslan Türegün’ün çevirisi.


2001-07-08

:: Flight Simulator Eğitim Kursları

LESSON-3: The Pattern

:: Ders-03
FS için Pilot Eğitim Serisi
Arslan Türegün’ün çevirisi.


2001-07-03

:: Flight Simulator Eğitim Kursları

LESSON-2: Airport

:: Ders-02
FS için Pilot Eğitim Serisi
Arslan Türegün’ün çevirisi.


2001-07-02

:: Flight Simulator Eğitim Kursları

LESSON-1: Basics of Flight

:: Ders-01
FS için Pilot Eğitim Serisi
Arslan Türegün’ün çevirisi.


2001-06-30

:: Flight Simulator Eğitim Kursları

LESSON -B737 Aircraft Flight Manuel

:: AFM-Boeing 737 (AFM) El Kitabı ve üreticisinin vermiş olduğu kısıtlamalar.
Arslan Türegün’ün çevirisi.


2001-06-25

:: Flight Simulator Eğitim Kursları

LESSON S-COMBO

:: S-COMBO-Klavuzu
Osman Tunagür çevirisi.

LESSON-ONLINE FLIGHTS

:: SB/PC-Hakkında
:: Squawk Box-SB Kursu
:: FMS-FMS Kursu
:: Pro Controller-PC Kursu
Arslan Türegün’ün çevirisi.

PART - I

B757-200 ICELANDAIR
B727-200 Pan American World Airways
B737-800 TURKISH Airlines
A340-300 TURKISH Airlines
A330-200 NOVAIR
B737-800 NOVAIR
TU-154 IRS AERO
A310 Helliopolis Airlines
B727 Istanbul Airlines
B737-300 Falcon Air
B737-800 RYANAIR
BAC 1-11 ROMAVIA
B737-700 AZZURRA Air
A300 Mahan Air

PART - IV

YAK-42 AIROM2000
B737-800 KTHY Cyprus Turkish Airlines
A310 KTHY Cyprus Turkish Airlines
B737-2/500 AeroSvit
RJ70/100 THY Turkish Airlines
B717-200 Bangkok Airways
ATR 72 Bangkok Airways
A320 British Midland
MD-80/83 Nordic Airlink
TU-154M KOLAVIA
DASH-8/300 ORCA AIR
A330 Thai
EMB 145 LOT Polish Airlines

PART - II

B727 TOP AIR
B737-300 LOT Polish Airlines
DC-9 KHORS Air Company
IL-96 Domodedovo Airlines
B737-400 AEROFLOT Russian Int. Airlines
TU-154M0 Mahan Air
B737-3/400 Helliopolis Airlines
TU-134A Moldavian Airlines
YAK-42 Volga Avia Express
TU-204-120 Air Cairo
TU-154 Russian Airlines
TU-154 LATPASS Airlines
A300 B4 Akdeniz Airlines

PART - III

B727-2F2 KTHY Cyprus Turkish Airlines
B727-2F2 THY Turkish Airlines
A321-1/200 Lufthansa
B737-400 PEGASUS Airlines
B747-1/200 Air Atlanta Icelandic
TU-134 GREENAIR
TU-154 AEROFLOT Russian Int. Airlines
B757-200 BIRGENAIR
DC-61H BIRGENAIR
MD-80 NOUVELAIR
A300-600R EGYPTAIR
A330/A340 sabena
YAK-42 Volga Avia Express


astronaute
Öyle bir açı ki, binlerce yıllık insanlık tarihinde
sadece bizim neslimize özgü…

D I A M O N D A I R C R A F T I N D U S T R I E S ™

Dizel motorlu ilk uçak sertifika aldı…

Diamond Aircraft Industries’in resmi web sitesinde yayınlanan bilgilendirme dökümanlarından Arslan Türegün’ün çevirisi.

T H E B O E I N G C O M P A N Y ™

Kabin içi tasarımlarda psikolojik faktörler…

Boeing’in resmi web sitesinde yayınlanan bilgilendirme dökümanlarından Gökhan Turgut’un çevirisi.

T H E B O E I N G C O M P A N Y ™

Boeing Türkiye’ye B737 Awacs uçağı hazırlıyor…

Boeing’in resmi web sitesi ve Seattle Post istihbarat servisinden gazetesi James Wallace’nin yorumunu Arslan Türegün tercüme etti.

T H E B O E I N G C O M P A N Y ™

Inter Airlines’in ilk Boeing 737-800…

Boeing web sitesinde yayınlanan bilgilendirme dökümanlarından Edip İşgör’ün çevirisi.

T H E B O E I N G C O M P A N Y ™

Türk Hava Yolları’na 2 yeni Boeing 737-800…

Boeing web sitesinde yayınlanan bilgilendirme dökümanlarından Edip İşgör’ün çevirisi.

T H E B O E I N G C O M P A N Y ™

Pegasus Airlines Türkiye’nin ilk Winglet’li…

Boeing web sitesinde yayınlanan bilgilendirme dökümanlarından Arslan Türegün’ün çevirisi.

D A S S A U L T A V I A T I O N ™

Dassault Aviation’dan Yenilik (EASy SYSTEM)…

Falcon web sitesinde yayınlanan bilgilendirme dökümanlarından Arslan Türegün’ün çevirisi.

T H E B O E I N G C O M P A N Y ™

Boeing777 Mürettebat Dinlenme Alanları…

Boeing web sitesinde yayınlanan bilgilendirme dökümanlarından Edip İşgör’ün çevirisi.

T H E B O E I N G C O M P A N Y ™

Yolculara Tavsiyeler…

Boeing web sitesinde yayınlanan bilgilendirme dökümanlarından Aleks Banakis’in çevirisi.

T H E B O E I N G C O M P A N Y ™

Uçaklardaki Kabin Ortamını Anlamak…

Boeing web sitesinde yayınlanan bilgilendirme dökümanlarından Bülent Akbay’ın çevirisi.

T H E B O E I N G C O M P A N Y ™

Boeing Yeni Nesil Uçak Tasarımı (Concept)…

Boeing web sitesinde yayınlanan bilgilendirme dökümanlarından Aleks Banakis’in çevirisi.

T H E B O E I N G C O M P A N Y ™

Kabin Havalandırma Sistemleri…

Boeing web sitesinde yayınlanan bilgilendirme dökümanlarından Gökhan Turgut’un çevirisi.

T H E B O E I N G C O M P A N Y ™

Yenilenen B737 kuyruk dümen aksamları…

Boeing web sitesinde yayınlanan bilgilendirme dökümanlarından Gökhan Turgut’un çevirisi.

Atronomy

Güneş Sistemi nedir?
Güneş Sistemi, ısı ve ışık kaynağımız Güneş ve onun çevresinde dolanan gökcisimlerinin oluşturduğu bir sistemdir. Güneş’ imiz sistemin merkezinde yer alır ve sistem sürekli hareket halindedir. Bilinen 9 gezegen ve onların uyduları, kuyrukluyıldızlar, göktaşları, Güneş’ in çevresinde sahip oldukları bir yörüngede dolanma hareketi yaparlar. Güneş; tüm sistem içerisindeki en büyük gökcismi olup Güneş Sistemi’ nin toplam kütlesinin %99’ unu oluşturmaktadır. Gökbilimcilerin düşünceleri, Güneş Sistemi’ nin yaklaşık 4.5 milyar yaşında olduğu yönündedir.

Solar System | Sun | Moon | Meteoroids | Planets | Mercury | Venus | Earth | Mars | Jupiter | Saturn | Uranus | Neptün | Pluto
The Asteroid Belt | Comets | Universe | Galaxies | Stars | The Milky Way | Black Holes | Quasars | Telescopes

What is the solar system?
It is our Sun and everything that travels around it. Our solar system is elliptical in shape. That means it is shaped like an egg. The Sun is in the center of the solar system. Our solar system is always in motion. Nine known planets and their moons, along with comets, asteroids, and other space objects orbit the Sun. The Sun is the biggest object in our solar system. It contains more than 99% of the solar system’s mass. Astronomers think the solar system is more than 4 billion years old.

Serkan Saygan
saygan@spacecampturkey.com

Credits: NASA & SpaceCampTurkey
Copyright © 2000-2002 fsturk.net All rights reserved.
All other trademarks and registered trademarks are the sole property of their respective owners
Last updated: 01-08-2002 12:38 -0700

ASTROLOJİ VE ASTRONOMİ

Astroloji, öyle veya böyle hepimizin yaşamında, çok veya az bir yer kaplamıştır. Yok diyecek olursak yalan olur. Biz istemesek de o basında olsun televizyonda olsun, her zaman karşımıza çıkmaktadır. İnsanlar; sıkıntılarında veya mutluluklarında Astroloji yorumlarında kendilerinden bir şey bulmaktadırlar; belki de bulduklarını zannetmektedirler.

Astrologlar; bilinmeyen bir konuda teori geliştirip, bu teoriyi ilgilenenlerin anlayamayacakları, bir başka deyişle hatasını bulamayacakları bilimsel sandıkları çözümlerle destekleyerek birçok taraftar buldular, daha doğrusu kendilerine hayran kitlesi yarattılar. Bu yüzden Astroloji çok popüler olmuştur. Çünkü insanlarda bilinmeyene karşı bir merak duygusu vardır. Geçen sayıdaki yazımızda da hatrırlarsanız bilinmeyen her zaman gizemlidir, ardalanına destek vermiştik.

Astronomi bize her şeyi kuramsal ve gözlemsel, kesin olarak verirken, Astroloji bu konuda yetersiz bir konumdadır. Hatta yıldızımız Güneş’ imizi bile bir gezegen olarak kabul etmektedir. Durum böyleyken Astroloji Astronomiden nasıl daha fazla popüler olabilmektedir? Hiç kimsenin gelecekle ilgili olayları önceden bilmesinin mümkün olmadığını bilen insanların bile Astrolojiyle ilgilenmesinin tek nedeni, PSİKOLOJİK İHTİYAÇ olarak betimlenebilir. Dolayısı ile ilk insan topluluklarından günümüze kadar insanların ilgisini çekmiş olan Astrolojiyi göz ardı etmek mümkün değildir. Çünkü Astrolojik öngörülerini ispat etmek isteyen insanların bile Astronomiye katkıları olmuştur. Ancak, günümüz Astronomi bilimi, yıldızların insanlar üzerinde bir etkisi olmadığını, insanların davranışlarının, bir başka deyişle geleceğinin yıldızlarla belirlenmediğini ispat etmiştir.
lune galaxie

systeme solaire

Astrolojinin tarihini incelerken insan topluluklarının yaşayış tarzlarını çok iyi algılamalıyız. Çünkü çok eski uygarlıklardan günümüze kadar çeşitli insan toplulukları Astroloji ile ilgilendiler. Hatta çok eski zamanlarda, göçebe hayattan yerleşik hayata geçen insan topluluklar, buzul yatakları nehir vadilerine, geniş ve zengin ovalara dönüştüğünde buralara yerleştiler. Bu güzellik ve zenginlikler Paleolitik insanın yeni bir yaşam biçimine geçmesine sebep oldu. Sıcaklığın ve nemin artmasıyla birlikte oluşmuş olan zengin topraklar, göçebe avcı insanın artık bu yaşam biçimini bırakıp yerleşik tarım toplumlarında yaşamasını dayatmıştı. Böylece Neolitik insanın tarih sahnesine çıkışı gerçekleşmiş oldu. Artık insanlar besinlerini kendileri yetiştireceklerdi. Paleolitik dönemden kalma çevresel ve mevsimsel değişikliklere ilişkin bilgileri araştırıyordu. Eski gelenekleri, yeni sorunlara yeni kanıtlar bulma işinde kullanacaktı. Bu yeni yaşamın ilk ve en önemli sorunu hava koşullarını öğrenmekti. Tarım insanı için hava koşulları çok önemlidir. Bu durum Neolitik insanın hava koşullarını öğrenmesini dayatıyordu. Bu yüzden gökyüzünü incelemeye başladılar. Belirli şekilleri kendilerine göre isimlendirip, hangi zaman aralıklarında göründüklerini kendilerine göre yorumladılar. Böylece yavaş yavaş Astronomi yani Gökbilim tarih sahnesine çıkmış bulunuyordu.


Babil ve Mısır’da Astroloji (Denklik İlkesi) :

Babilliler pratik insanlarmış; daha çok ürünleriyle, hava koşullarıyla ve krallığın genel durumuyla ilgilenirlermiş. Babillilere göre dünyanın durumu karala. Kralın durumu da dünyaya bağlıydı. Babilli din adamları gök cisimlerinin devinimlerini okumada kralın yazgılarını, hava durumunu öğrenmede büyük beceri kazanmışlardı. Ay ve Güneş tutulmalarını, kuyruklu yıldızları, kurban edilen hayvanların iç organlarının koşulları gibisinden işaretleri yorumluyorlardı. Bunda 2 yöntem uyguluyorlardı;

1- HORUSPEX: Kurban edilen hayvanın karaciğerinin incelenip yorumlanması (sadakat okuması).

2- HENEROLOJİ: Gökyüzünün ve gökyüzünde süre gelen olayların okunması.
Din adamları karaciğerin koşullarıyla dış dünya arasında ussal benzerlikler ve ilişkiler kurmuşlardır. Denklik ilkesi veya benzerlikler yasası böyle oluşmuştur. Bu denklik ilkesi sadece sadakat okumada değil başka nesne ve nesnenin içinde bulunduğu koşullarla dış dünya arasındaki ilişkiyi görebilmede kullanıldı.
Bu ilkenin temelinde benzerlikler yatmaktadır. Örneğin balık suda yaşar. Denklik ilkesi yardımıyla balık, Zodyak işaretlerinden birisi olan balıklar burcuyla ilişkilendirilir. Böylece balıklar Su işareti olur.

Yunan Astrolojisi :

Yunanlılar Babil ve Mısırlılara göre daha az uygardılar. Bütün yapılanma onları daha özgür ve yeni düşüncelere daha açık kılıyordu. Boş zamanları fazlaydı, gözledikleri evrenin uygun bir modelini oluşturmak için yeterince zaman bulabiliyorlardı. Yunanlılar yerdeki yaşamla evrenin ilişkisini kurmaya çalıştılar. Bu Yunanlıların bilimsel olduğunu göstermesin. Ancak aynı mantık Rönesans döneminde çağcıl bilimin gelişmesi için gerekli olan Matematik mantığın gelişmesinde yardımcı oldu. Babil Astrolojisi gök cisimleriyle yerdeki olaylar arasında ilişkiler olduğunu varsayıyordu. Yunanlılarda bu mantığı benimsediler. Yunanlılar kendi evren modellerini Astrolojiyide içerecek biçimde yeniden düzenlediler. Yunandaki hemen hemen tüm düşünce okulları yıldızların astrolojik etkilerine inanıyor ve onu kendi özgün mantık dizgelerine yamıyorlardı. Yunanlılar ÖZGÜR İSTENÇ gibisinden felsefi bir kavramı astrolojiye sunarak onu daha ince duruma getirdiler. Çünkü eğer kişinin yazgısını yıldızlar belirliyorsa, birey kendi yaşamını ilgilendiren konularda nasıl karar verecekti? Bu kararlar zaten yıldız konumlarınca belirlenmemiş miydi? Eğer astrolojik öngörüler doğruysa, kişinin özgür istencinden bahsedilemezdi. Bu da Yunanlıların sağduyusuna ve deneyimlerine aykırıydı. Bu yüzden yazgıcı astroloji denen akım meydana gelmiştir. O dönemde bile astrolojinin kendi içinde çelişkiler ortaya çıkmıştı.

Roma Astrolojisi :

Yazgıcı Astrolojiye en çok inananlar ve onu geliştirenler Romalılar oldu. M.S. 2. yy’ın ortalarından sonra başa geçen imparatorların hepsi yıldızların dayattığı biçimde yaşadılar ve öldüler! Astroloji Romalıların düş gücünü o denli çabuk ateşledi ki, Roma Senatosu M.Ö. 139 yılında bir bildiri ile Astrologları ve yıkıcı politik etkinliklerde bulunan yabancıları imparatorluk sınırları dışına attılar. Böylece yeni yeni düşüncelerin yayılmasını engellemeye çalıştılar. Ancak Astrolojinin Roma politikasında giderek daha önemli rol oynamasının önü açılmıştı, Romalıların kuyruklu yıldızlara ilişkin batıl inançları çok derindi. Astroloji politik yaşama hızla tırmandı. Roma mahkemelerinde astrologlar daima hazırdı. Astroloji Romada o denli güçlü bir politik ve psikolojik silah olmuştu ki, astrologlar birkaç imparatorun yazgısını belirleyecek duruma gelmişlerdi. Julius Ceasar’ın suikastını astrolojik öngörüler söylüyordu. Fakat Ceasar’ın bir suikasta kurban gideceği herkesçe biliniyordu.


Rönesans Astrolojisi :

Astrolojinin Avrupaya sızışı 10. yy’da başlamıştır. 12. yy ortalarında Alkemi ve Occult bilimlerle sıkı sıkıya örülmüş bir yer altı astroloji kültürü artık iyice gelişmiştir. Çok gariptir ki astrolojinin Avrupa da yaygınlaşması, doğru çıkmayan bir astrolojik öngörü sonrasında olmuştur. Toledo’lu John, o dönemde bilinen 7 gezegenin 1186 yılında Libra (terazi) takım yıldızında bir doğru boyunca dizileceklerini öngördü. John bu durumun felaketlere yol açacağını ileri sürdü. Gezegenler beklenen konuma geldi fakat beklenen felaketler gerçekleşmemişte olsa, bu başarısızlık John’un saygınlığını kıramamıştı.
Genç Rönesans Avrupa’sındaki üniversitelerde Astronomi kürsüleri kuruldu, astroloji böylece entelektüellerin ilgi alanına girmiş oldu. Helenistik dönemde olduğu gibi bu dönemde de astronomi ve astroloji birbirine karıştırıldı ve bir kez daha astrologlar mahkemelerde resmi kadrolar bulmaya başladılar. Bu uygulama önce İtalya 'da sonra da Fransa 'da görüldü. Gök cisimlerinin insan yaşantısı üzerine olan etkilerine inanılmaya başlandı. Hatta o dönemin bilimcileri bile, gezegen devinimlerine ilişkin kuramlarında, Astrolojik düşüncelerden etkilendiler. Kepler, gezegen devinimlerini güden yasaları bulmaya çalışıyordu. Kepler, Plato’cu düşüncenin bir ürünü olan KÜRELERİN UYUMU gibisinden bir söylencenin etkisi altında tam 30 yılını boşuna harcadı. Romanın politik yaşamındakinin tam tersine Rönesans Avrupa’sında astroloji tüm halka açık bir tüketim malıydı. Astroloji Rönesans dünyasının vazgeçilmez bir parçası oldu.

KEPLER VE ASTROLOJİNİN ÇÖKÜŞÜ :
Kepler, Rönesans döneminin sonlarıyla aydınlanma döneminin başlarında yaşadı. Bu dönem oldukça çalkantılı bir dönemdi. Batıl inançlar, büyü, Feodalizm ve Emperyalizm birbirleriyle sıkı sıkıya örtülüydü. Bunun yanında usçuluk yükseliyor, gerçekçiliğe karşı olan ilgi artıyordu.
Kepler gezegenlerin yörüngeleriyle devinimler arasında sabit matematiksel bir bağlantı bulmayı amaçlıyordu. Bunun için 2 şey vardı. Çinlilerin düzgün yüzlü katı cisimleri ve Yunanlıların gezegenler arası harmonik ilişkilerinin varlığını savunan evren görüşü. Ancak ikinci görüş gezegen devinimlerine açıklık getireceği yerde durumu daha da karmaşıklaştırınca bu düşünceyi tarihin çöplüğüne gönderdi.

Kepler uzun çalışmalar sonucunda bilim için çok önemli 3 yasayı buldu:

1- Gezegenler odaklarından birinde Güneş bulunan eliptik yörüngelerde dolanırlar.
2- Güneş’ I gezegene birleştiren yarıçap vektörü eşit zamanlarda eşit alanlar süpürür.
3- Gezegenlerin büyük eksen yarı uzunluklarının küpü ile gezegenlerin dolanma dönemlerinin karesi oranı sabittir.

Kepler 'in astrolojiye harcadığı 30 yılı boşa geçmiş sayamayız. Sadece Kepler 'in yola çıkış amacı farklıdır ve fakat astronomiye faydası büyük olmuştur. Çünkü bu çalışmalar sayesinde Kepler astronomi için 3 önemli yasayı bulmuştur. Kepler yasalarının utkusundan sonra astroloji uzun süren bir alçalma dönemine girmiştir. Bundan böyle Mars, savaş tanrısının krallığı olarak görülmeyecektir.


Kopernik, Galileo ve Kepler 'in bulguları, gezegenleri gerçek konumlarına yerleştirmiştir. Gezegenler, Güneş’in çevresinde, artık bilinen yasalara uygun olarak dolanıyordu ve isteyen herkes bu yasaların doğruluğunu kendisi denetleyebilecekti.
Kepler Yasalarını, Newton’un Çekim Yasası, Descartes’in Analitik Geometrisi, Darwin’in Evrim Kuramı ve Mendel’in Genetik Yasaları izledi. Her bir bulgu astrolojinin çöküşünü hızlandırıyordu. Kişinin karakterini gezegenlerin mistik etkisi değil, kalıtım belirliyordu. Kişinin kimliği atalarından aldığı genetik bilgilerle belirleniyordu.
Astrolojinin, kişinin yazgısı, serveti veya sağlığının belirlenmesinde oynadığı rol de zamanla unutuldu. Çağdaş bilim, astroloji gibi geçici değil kalıcı görünüyordu. Ancak, Aydınlanma Çağı, Astrolojinin çöküşünü tamamlayamamıştı.

Günümüzde Amerika’da yapılan bir kamuoyu yoklamasında, 32 milyon Amerikalının astrolojiye kişinin davranışlarını güden bir güç olmaktan çok eğlendirici bir oyun gözüyle bakıldığı anlaşılmıştır. Bu tür insanlar için astroloji tehlike oluşturmaz. Psikolojik tehlike, ancak ona inanalar için vardır. Kişi büyülü ve gizemli söylencelere ne denli derinden inanıyorsa, bu söylencelerden psikolojik olarak etkilenme derecesi o denli derin olacaktır.

Astrolojinin tarihçesinden anlaşılacağı gibi astroloji sağlam temeller üzerine kurulu değildir. Fakat size direk astroloji doğru değildir demek istemiyorum. Bunu kanıtlamış kuramsala ve gözlemlere dayalı delillerle açıklamak istiyorum. Astrolojiye bilimsel görüntü veren etkinliklerin başında horoskopik harita oluşturmak, almanaklardan gezegenlerin konumlarını saptamak, yıldız zamanlarını hesaplamak vardır. Aslında horoskopi büyünün üzerindeki bilimsel örtüdür. Bilmeyenler için horoskopi oldukça bilimsel görünür. Görünürde olduğu gibi gerçekte de öyledir. Astrolojinin çekiciliği ve güzelliği buradadır. Önce gökyüzünün doğru bir haritası çizilir. Ay, Gezegen ve Güneş 'in konumları yanılgısız olarak hesaplanır. Astrologların elinde en azından yarım düzine değişik horoskop dizgesi vardır. Bunların hepsi değişik sonuçlar dolayısıyla değişik yorumlar verecektir.

Günümüz astrologların çoğu Batlamyus’un Tetrabiblos’unda yer alan sonsuz çeşitlemesi olan temel horoskopiyi kullanmaktadır. Batlamyus Yer’in presesyon hareketinden dolayı takım yıldız yerine işaretler kavramını kullanmıştır. Presesyon Hareketi; Güneş ve Ay’ın çekim etkisinden dolayı Yer 'in dönme ekseni bir topaç gibi kafa sallar. Bu nedenle yıldızlar her yıl daima aynı noktaya dönmezler. Belli bir yıldızın konumunu uzun bir zaman dilimi boyunca gözlersek geriye doğru kaydığını görürüz. Gökbilimciler bu olaya Presesyon derler.

Eğer yıldızımızı 20 yıl boyunca değil de 1000 yıl boyunca gözleyebilirsek, bu yıldızın her 2000 yılda gökyüzü çemberi (eşlek) boyunca, çemberin 1/12 'si kadar geriye kaydığına tanık oluruz. Şuan kullanılan işaretler Hipparcos zamanındaki yani M.S. 2. yy’daki konumlarını simgeler. Yıldızlar yılda 50"26 (yaysaniyesi) hareket ediyorlar. Bundan dolayı burçlar değişmektedir. Buna yıldızların ÖZHAREKETİ denmektedir.

Astroloji, Gezegen ve Yıldızların göreli konumları temelinde yükselir. Bu nedenle Presesyon olayının Astrologlara sıkıntı verdiği sanılabilir. Çünkü uzunda olsa zamanla gezegen ve yıldızların göreli konumları eğer değişiyorsa, bu değişiklikler nasıl olurda Yer 'deki kişilere ve olaylara sabit karakterler ya da sabit nitelikler biçebilir?

Erken dönem Astrologlarının evrene ilişkin bilgileri oldukça kısıtlıydı. Bu astrologlar yüz milyarlarca yıldızdan oluşan gökadalardan, binlerce gökadanın oluşturduğu gökada kümelerinden, kara deliklerden, mikrodalga ardalan ışınımından v.b. olaylardan haberleri yoktu. Astrologların dünyası olabildiğince küçüktü. Onlar bu küçük dünyalarını “beşinci duyularıyla” anlayabileceklerine inanıyorlardı. Ancak çağdaş bilim, evreni anlamada “beşinci duyuların” yeterli olamayacağını gösterdi. Kısacası astrologların karakter okuyabilecekleri ve geleceği önceden bileceklerine ilişkin inanç, kişinin duyulara çok fazla güvenmesi ve subjektif inanışından kaynaklanır. Bize en yakın yıldız sisteminin 4,3 ışıkyılı uzaklıkta olduğunu biliyoruz buda yaklaşık olarak 40 trilyon kilometre yapar yani en yakın yıldız sistemine gitmeye insan ömrü yetmezken (ışık hızına ulaşamadığımız için) yıldızların insanlar üzerinde nasıl bir etkisi olabilir? Kısacası yıldızların insanlar üzerinde hiçbir etkisi yoktur, bu olay genlere bağlı bir olaydır. Buna bağlı olarak 19’u Nobel Bilim Ödülü sahibi 192 bilim adamının bildirisine bir gözatmakda fayda var.

ASTROLOJİYE İTİRAZ

Astrologie et Phases de la Lune

Değişik bilimsel alanlarda çalışan bilim insanları astrolojinin dünyada artan yaygınlığından kaygı duymaktadırlar. Aşağıda imzası bulunan biz gökbilimciler, astrofizikçiler ve diğer alanların bilim insanları, kamuyu, astrologların özel veya medya aracılığıyla verdikleri salıkları ve öngörüleri sorgulamadan onamamaları konusunda uyarmak istiyoruz. Astrolojiye inanmak isteyenler, astrolojik öğretilerin hiç birinin bilimsel temelinin olmadığını bilmelidirler.

Eski zamanlarda insanlar astrologların salıklarını tuttular, öngörülerine inandılar. Çünkü astroloji onların büyüye dayalı dünya görüşlerinin bir parçasıydı. Bu insanlar gökcisimlerini tanrıların temsilcisi ve işaretleri olarak gördüler ve bunlar Yer’ deki olayların ilişkisini kurdular. Onların gezegen ve yıldızlarla Yer arasındaki devasa uzaklıklara ilişkin hiçbir bilgisi yoktu. Günümüzde bu uzaklıklar bilinip hesaplandığından, uzak gezegenlerin ve çok daha uzaktaki yıldızların çekimsel ve diğer etkilerinin ne denli sonsuz küçük olduğunu anlayabiliriz. Doğum anında gezegen ve yıldızların uyguladığı kuvvetlerin geleceğimizi yönlendireceğini sanmak basit bir yanılgıdan başka bir şey değildir. Uzak gök cisimlerinin konumlarının, belli günleri veya dönemleri, belli işleri yapmak için uygun kıldığı veya belli işaretler altında doğmuş olmanın, o kişiyi diğer kişilerle uyumlu veya uyumsuz kılacağı da doğru değildir.

İnsanlar astrolojiye neden inanırlar? Yaşadığımız be belirsiz dönemde çoğumuz, karar vermede bize yol gösterenlerin sağladığı rahatlamaya gereksinim duyuyoruz. Bu insanlar, bizim denetimimiz dışındaki yıldızıl güçlerin önceden belirlediği yazgıya inanmak istiyorlar. Ancak, hepimizin gerçekleri görmesi ve geleceğimizin yıldızların elinde olmayıp kendi elimizde olduğunu anlamsı gerekiyor.

Aydınlanma ve eğitimin yaygın olduğu günümüzde büyü ve batıl temelinde yükselen inançların sahteliklerinin gereksizliği ortadadır. Ancak, astrolojiye olan inanç, çağdaş toplumun her katmanına sızmıştır. Bizler, özellikle medyada, saygın gazetelerde, magazin ve kitaplarda astrolojik haritaların, öngörülerin ve horoskopların eleştirel olmayan basım ve yayımının süreklilik kazanmasından rahatsızlık duyuyoruz. Bu davranışlar yalnızca usdışılığın ve okültizmin yayılmasına yardımcı olur. Artık astrolojik şarlatanların aldatıcı savlarına şiddetle ve dolaysız olarak karşı çıkma zamanının geldiğine inanıyoruz.

Şurası açıkça bilinmelidir ki, astrolojiye inanmaya devam eden kişiler, bunu, inançlarının bilimsel temelinin olmadığını bile bile sürdürüyorlar demektir.

Sena Çelik - Uzaybilim.net
Bart J. Bok- Astronomi Emeritüs profesörü Arizona Üniversitesi
Lawrence E. Jerome- Bilim Yazarı, Santa Clara, California
Paul Kurt- Felsefe Profesörü, SUNY Buffalo

Uzay Kampı Türkiye

Uzay kamplarından dünya genelinde yedi adet var. Ve ne şanslıyız ki, bunlardan biri Türkiye’de. Uzay Kampı Türkiye, merkezi Huntsville - Alabama’daki “ABD Uzay Kampı Vakfı” lisansı ile İzmir’de kuruldu. Ortadoğu, Güney Avrupa, ve dolayısıyle Türkiye’nin ilk ve tek Uzay Kampı. Bu coğrafyada yaşayan gençlerin fen bilimlerine olan ilgilerini arttırmanın yanı sıra onların uzay bilimleri ve teknolojileriyle tanışmalarına vesile oluyor. Gelişmiş ülkelerin son yüz yılda keşfettikleri takım ruhunu programlar dahilinde katılımcılara aşılarken, deney yoluyle aktif öğrenmeyi bilimsel ortamlarda sunuyor. Ayrıca talebe göre müşteri firma çalışanlarına yönelik programlarla zaman yönetimi, kriz yönetimi ve takım çalışması konusunda eğitim veriliyor.

Programlar dahilinde dönemlere ayrılan kamp süresince; güvenliği sağlamakla yükümlü eğitimciler ve güvenlik görevlileri 24 saat aralıksız hizmet veriyor. Katılımcı çocuklara sorumluluk duygusunu işleyen bir örnek: katılımcı çocuk kesinlikle yanında bir yetişkin olmadan kamp alanı dışına çıkamıyor.

Simulatörlerin kullanımında görev alan teknik ekip ve eğitmenlerin tümü konularında uzman ve sertifikalara sahipler. Katılımcı çocukların simulatörlerde koruyucu kask giymeleri zorunlu. Bu onların emniyetini sağlarken, bulundukları ortamı hayallerinde daha iyi canlandırmalarına da yardımcı oluyor.

Kampta sağlık hizmetlerine yönelik sekiz yatak kapasiteli bir de revir var. Bir doktor ve 24 saat görevli hemşirelerin yanı sıra anlaşmalı ambulans servisi de mevcut.

Katılımcı çocukların sağlık konusunda sorumluluklarına gelince. Reçeteli veya reçetesiz ilaçlar ki vitaminler de dahil olmak üzere tümü kayıt sırasında idare tarafından teslim alınıyor. Yalnız nefes açıcı ilaçların kullanımına izin veriliyor. Eğer çocuğun devamlı alması gereken ilaçlar var ise; ailesinin talimatı veya reçetesine uygun şekilde sağlık personeli tarafından gerekli saatlerde çocuğun bu ilaçları kullanması sağlanıyor. Dosyasında sağlık formu eksik olan çocuk, kamp programına dahil edilmiyor.

Uzay kampı binasında katılımcı çocukların kalabileceği yatakhaneler kız ve erkek olarak farklı katlarda. İstirahatlerini yapacakları yatakhaneler ise 24’er kişilik ranzalı bölümlere ayrılmış. Her bölümde ihtiyaçlarına yönelik duş, lavabo ve tuvaletlerin yanı sıra katılımcılara ait özel eşyaların saklanacağı şahsi dolaplar da tahsis edilmiş.


© Serkan Saygan & Tolga Topalhan

Temmuz 2000

Apollo 13’ün inmesi planlanan ancak arızalanarak inemediği bölgenin Uzay Kampı Türkiye Gözlemevi’nden teleskop ile
çekilmiş fotoğrafı.

NASA gelen fotoğraflar arasında yaptığı eleme sonucu 28 Nisan 2001 tarihinde “Günün en iyi Astronomi fotoğrafı” ilan edip web sitesinde yayınladı.

Fotoğrafın öyküsü için lütfen tıklayınız…

Gıda gereksinimleri için ücretsiz sabah, öğle ve akşam yemekleri yanında dileyen katılımcıların alış veriş yapabilecekleri bir de kantini var.

Biraz da programlara değinelim.

Beş günlük program dokuz-ondört yaş grubuna hitap ediyor. Kursa katılan çocuklara önce temel eğitim veriliyor. Bundan kasıt astronotların; fiziksel, duygusal, zihinsel özelliklerini ve hangi koşullarda eğitildiklerini uygulamalı derslerle çocuklara aktarmak. Birkaç örnekle belki daha iyi anlaşılabilir. Örneğin hareketli simulatörler sayesinde katılımcı, uzay boşluğunda nasıl hareket edildiğini hissediyor. Veya yer çekimini altıda bir oranına çeken simulatör koltukta, ayda yürümeye çalışan astronotların hissettiklerini yaşayabiliyor. Diğer bir ünitede de uzay mekiği dışında ve mekiğe bağlı olmadan uzayda astronotların nasıl davrandıklarını uygulamalı olarak öğrenebiliyor. Belki de en önemli detayı atladık. Çocuklar bu eğitimlerini beş gün boyunca her alanda yaşıyor. Yani astronotlar gibi ranzalara benzer yataklarda uyuyor, özel hazırlanmış yiyecekler yiyor ve bazen de uzay giysileri içinde davranışın normalden ne kadar zor olduğunu uygulamalı öğreniyor. Bunların yanı sıra kendi roketlerini inşa edip, fırlatma rampasından havalanmasını seyretmek, gözlemevinden teleskop ile gezegenleri ve diğer gök cisimlerini incelemek bu kursun eğlence boyutu.

Temel eğitim sonrası sırada uzay yolculuğu var. Profesyonelce hazırlanmış bir oyun-kurgu da diyebiliriz. Bunun başlaması için önce hedefler belirleniyor ve kurulacak takımda görev dağılımı yapılıyor. Mekik komutanı, astronot, pilot, yer kontrol vs.

Fırlatma için geri sayım işlemi bittiğinde çocuklar gerçekten uzaya gidemeyeceklerinin farkındalar. Fakat önceden belirlenen hedefleri gerçekleştirmenin bencillikten uzak, takım ruhu ile olabileceğini bu sanal yolculukta uygulamalı öğreniyorlar. Ve belki de en önemlisi gelecekle ilgili hayallerde uzay bilim ve teknolojisine yer açılıyor.

Haftasonu programına gelince. Bu programa yedi-onbir yaşlarında bir çocuk ve o çocuğa onsekiz yaşından büyük, 97 kg 'dan hafif bir büyüğü, refakatçi olarak katılabiliyor. Refakatçi, çocuğun anne veya babası değil ise; onların izni gerekiyor.

Sunulan diğer bir program iki günlük ve dokuz-onaltı yaş grubuna ayrılmış. Bu programda hedef bilakis genç grupların dikkatini çekmek.

Bir de Eylül - Haziran döneminde uygulanan günlük turlar var. Yedi yaş ve üstü özellikle öğrenci ve öğretmenlerine yönelik üç saatlik simulator ve uygulamaları kapsayan turlar. Bu turlardan hedeflenen amaç uzay bilimleri ve teknolojisine katılanların dikkatini çekmek, onlarda ilgi uyandırmak.

Bizleri uzay teknolojisi ile buluşturanlara şükran borçluyuz. Uzay Kampı Türkiye Eğitim Sorumlusu Sayın Serkan SAYGAN arkadaşımıza yardımlarından dolayı teşekkür ederiz. Daha detaylı bilgi almak isteyenler için Uzay Kampı’nın irtibat telefonları ve internet adresleri aşağıda belirtilmiştir.

Abdurrahman Gundogmus
Editor fsturk.net
agundogmus@fsturk.net